30 Eylül 2017 Cumartesi

Savaştan Kaçış.

 
  Bir savaş alanında olduğunuzu hayal edin. Patlayan bombalar, havada uçuşan mermiler ve her yer toz duman içinde. Göz gözü görmüyor adeta. Kulağınızı teğet geçen o merminin ardından gelen çınlama sesini hayal edin. Her yerde ölü cesetler, yaralı insanlar. Kimisi çocuk, kimisi genç, kimisi ise yaşlı. Onların arasında yürüdüğünüzü hayal edin ve çocuğunu emzirmeye çalışırken ölen bir anne görün. Peki, nereye doğru yürüyorsunuz? Şüphesiz ki, savaştan uzak, tüm bu savaşın sebebini sorgulamak için bir yere. Belki, savaş alanında değiliz ama bazen biz insanlar da bir sıkıntı ile karşı karşıya olduğumuz zaman, içimizde tüm bu sıkıntılardan uzaklaşma isteği doğuyor. Ama bazılarımız kalıp kahramanca savaşmayı tercih ediyor. Peki, her savaştan kaçan korkak veya hain midir? Bence değildir. Bazen savaştan kaçıp, onu sorgulamaya ve nedenini öğrenmeye çalışmak da bir kahramanlıktır.
  Güzel insanlar, verdiğimiz bir çok savaşlar sonucunda birbirimize korkak damgası vurmak ve bu damgayı vurduğumuz kişileri kendimizden uzaklaştırmak bize bir kazanç sağlamaz. Sadece hayatımızdan birilerini kaybetmemize neden olur. Bizler insanız birbirimize değer vermekle yükümlüyüz. Zaten insan insana değer verince insan olmuyor mu?
  Bu savaşı Turgut Uyar'ın bir sözü ile noktalamak istiyorum.
  -BELKİ YAĞMURA DA  GEREK KALMAZDI, İNSANLAR BU KADAR KİRLİ OLMASAYDI.-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder